Nerde babamın ölümünü duyupta agladıgım gecererin karanlıgı.Hakkari Çukurca ışıklı karakolu,1997 yılında askerdim cenazesinde bile bulunamadıgım bu adam benim babam
Toprak kokan babam, ellerinin nasırlarının arasındaki çatlakları tere yagı ile yumuşatan babam, Orman dostu agac aşıgı olması apayrı bir hikaye, çünki dört sene askerliginin iki senesini ormancı olarak yapan benim babam,Kendisi agacı kesmeye kıyamaz çalı çirpiden odun yapar bunu bulamayan yerlerde var oglum der bizede yaşlı agacı kesin derdi.Köye fındık tarlasını ilk kuran onlardı Hacı Yusuf eniştesiyle. Her yere agac diker büyütür,diplerine Çalı çırpı yığar, derdiki`. oglum bunlar agacın nemini korur cürüyeni gübre olur ,agaca hayat verir..
Askerden getirdigi zembelekli gıramukonu mahalleye neşe kaynagı idi taş pilaklarda aklımda kalan türkülerden biri bom bili bom türküsü idi.radyo icat olunca almış türkü ve haberleri cok sever siyasetcilere hic atmaz ,Atatürkü çok sever kötüleyene ,kenef direkleri siz ne gördünüzde ne biliyorsunuz derdi,Demirelciydi benim babam.65 lik maaşını o icat etti derdi.
1923-dogumlu 15 kardeşten biri 1943 te askere gitmiş 1950 yılında evlenmiş 1997 yılında vefat etmiştir Sesi güzeldi babamın eli kulaga atınca dinletirdi kendisini,en fazlada Erzurum dagları kar ile boran ile kahbe felek sana nettin neyledimi söyler türkü reperatuvarı bayagı fazla idi. Zekası çok keskin, askerde gittigi sinamadaki seyrettigi filimleri ve askerlik arkadaşlarını en ince detayına kadar anlatırdı.
Tarlada taş toplamayı çok sever, fazla sıkıntıya gelemez, hemen tarlanın kenarlarına gider, kaytarırdı. Bazen tarlada anamla bagrışırlar anam ne dümüşleniyon gelsene çalışmaya derdi,
Bu adam benim babam…
Nerde orman kıyısı varsa orayı almış, tarla yapıp genişletmiş,bayırlara çok meraklıydı,ememoglu Şehri derdiki-- Dayım işi biliyormuş,, o zaman öküz ve elle kazma zamanı beli agrımadan bayırlarda çalışırmış ama sonra erozyana ugrayan yanuk bayırları micos başları duzla ve fındıklıklar keten dereleri terkedilmiş virane oldu.düzyerin varmı babam var 80 dönüm yetmezmi Kızlar dagı öteyüz elma armut meyve dolu her ugrayan tadar helal olsun.
Çobanlık yapardı benim babam,koyun güder koyunlarla dertleşir her birinin ayrı bir ismi vardı birdefasında koyun ölüyordu ben kıyıpta kesemem dedi kactı mecburen anam kesti yüregi yufkaidi ,Herkese bir lakap takar eşege, borazan başı, horoza ,emin bagi, köpege, asayiş önderi ,evde anama, baş çavuş,Vedat ağabeyme ,topuz kadir,Cemil ağabeyme ,Urfalı Cemil cankat, Remzi ağabeyme, Şüşük Abdulla, bana Erzurumlu derdi. Kendine deli lakabını yanaştırmaz ben keltek onbaşıyım derdi,
Evin ikinci katın oturma odasının penceresinden, fındıklıgı, tuzlayı, göla tepesini görür ,yürü lan göla yürü bu dünya sanada kalmaz derdi.,ölümünden önce beni gölaya gömün demiş, Cemil abim baba seni orda kurtyer deyince vazgecmişti.
Kocamış azgında dişleri olmadıgı icin artık yemeklerle doyurdugumuz bir koyunumuz vardı, ona babam ismini analıgının ismi irahme takmıştı ikinci katta irtahme ana diye çagırınca koyun hemen merdivenleri paldur küldür çıkar evin kapısına ayagını vururdu.Tavuklar onu çok severdi avucunda yem yedirirken bir kısmı omzuna çıkardı,her zaman bir köpegimiz olmuştur babamı camiye bile götürür gelirdi,Kedimiz dizine yatar ona gıngın söylerdi,Hele bir katırımız vardı tambir emektardı, odunu dagdan yükle bırak kendi başına eve getirirdi ,üzerine bin uyu seni yaylaya götürürdü,tam 19 sene bize hizmet etti.
Hele şu borazan başı varya babamı görünce anırmadan duramazdı babam kırık kırık deyince aynı yalvarır gibi anırırdı,.Bazen babamı kızdırırdı,yayladan örügü söker kacar, Kerim dedemin eşeginin yanında solugu alırdı, semer babama kalırdı, akşam gelince babamdan birton sopa yer,yinede akıllanmazdı eşek bu inatcıya.
Bu adam benim babam….
Bezen babasına agladıklarını anlatırdı, Üç karılı 15 çocuklu şakir çavuş dedeme aglardı….
-Topal sacıragı alanbabam..
-Bana hicbirşey vermediydin babam..
-Bu dünya bana kalacakmı sandı idin babam..
Derdi,
Ölünce kocabıyık emmimin aglamasını keserdi
Cebecoon tepelerde senin kuvvetine duruyoduk babam
Kızlar aglamadımı deyince agladılar derdi ölünce analıgının hemen kazma kürek hazırladıgını yadederdi.
Bu adam benim babam
Üç evlilik yapmış, önce askerde, ormancı iken, sonra anamla ,birde anamın üstüne kuma getirmiş ama durmamış 11 cocuk anamdan birde önceki karısından 12 takım tamam 7 si hayatta .Askerde evlenipte
Orda kalan ilk Vedat özyurt ağabeymi hiç görmedik ve tanımıyoruz…
12 eylülü Kenan evren itilalini eskiler bilir biz o zaman 12-13 yaşlarımızdaydık, o tarihlerde bizim evdeki siyaseti anlatayım biraz
Babam Demirelci, Vedat abim Ecevitci, Cemil abim ülkücü, Remzi abim Erbakancı …. Ne demokrat bir aile ben daha evin ardında Şehri karakaya İsa taştan ,Duran özyurtla topraktan yol yapıp ,cilim cçamurdan yaptıgımız motorları koşturuyorduk,,,, Cemil abim ahırın kapısına kurt resmi yapmış agzınıda bayıra dogru cevirmiş ,Vedat abim kurdun azgına mal boku sıvamış oda kızmış Vedat ağabeymin evdeki Ecevit resminin gözlerini oymuş,Remzi abim seyirci..secimler gelince her biri anneme babama benim partiye ver diye yalvarır oy kullanılır anam Erbakan hocaya vermiş, babam demireline .kara oglanla başbugun hatırı kırılmış işte böyle ..
Hani anlatırdımya borazan başı ile asayiş önderi işte görünüyor anam rahmetli Reşat ağabeynin oraya aşlık bulgur çekmeye gidiyor yandakiler İlyas ile Ayşenur…..asayış önderi yine iş başında…..
Yaklaşık 15 yıllık bir fotograf
EH İŞTE HER ŞEYİN SONU VARYA, DÜNYA BUDOGDUKKİ ÖLMEK İÇİN BABAMINDA SONU VARDI BUHİKAYENİNDE…
Yıl 1997 yaş 78dünyaya veda etmeside hayatı gibi neşeli oldu.Hasta yatakta yatarken ziyaretine gelenleri güldürmüş.Anama bizi okuturken bu kadın bir okuma icadı çıkardı ben kazmanın ucnda buldum ekmegi derdi anamda biz ölünce bize kim okuyacak derdi öylede oldu ..şüşük Abdullam yanımdan ayrılmasın bana okusun derdi,,Şu an her fani gibi oda Günebakan kabristanlıgında ameliyle baş başa ,yetişdirdigi agacları öteyüzdeki onca meyveleri ona sevap ekliyor, Her günebakana ugramamızda ruhuna fatiha okuyoruz.tüm ecdadımıza rahmet diliyor hepsinden Allah razı olsun diyerek ayrılıyoruz siladan gurbete...BURDAKİDE ABDULKERİM DEDEM
Ormanların bekcisiydi Yaş keseni kovalardı Kızlardagı ormanında Bazen dagda koyun güder Tarlalarda taş ayırtlar Duvar örer cegillerden Bu adam benim babam hey
Evin ardı bayırda Ceblerinde meyvesiyle Fındıklık tepesinde Türkü söyler neşesinde Elmalı dere bahcesinde Ekin ekmiş yarım ölcek Bir katırlık sapı çıkmış Vedat ağabeymde hırslanmış hey
Yanuk bayırı micoslar Gölagası duzlası Keten derede bahcesi Meyve verir agacları hey Öte yüzü mantarlısı Kızlardagında tarlası Bazen agacta torbası Radyosu türkü söyler hey
Evin ardında tarlası Hergün ugrar marabası Agac dikmiş her köşeye Herkez faydalansın diye Armut elma vişnesiyle Helal olsun tadanlara hey
Yetmiş dokuz yaşındaydı Aylardan kasım aydı Sene bin dokuzyüz doksan altı Veda etti bu dünyaya heyy Heygidi yalan dünya Birgün bizde göceriz hey Bu adam benim babam