Günebakan Kasabası
  Sizlerden Gelen Şiirler
 
                              GÜNEBAKAN

           KAYABAŞINDAN BAŞLARDIK,
           YAĞMUR DUASINA
           ELLERİMİZ SEMADA ÇIKARDIK,
           KRAÇ EVLİYASINA
          DUA EDİP, YALVARIRDIK RABBİMİZE
          AMİNLERİMİZ İNLETİRDİ
          GÖLAĞA TEKKESİNİ
          RABBİM BOL BOL VERİRDİ ,RAHMETİNİ

          KAYABAŞINDAN SEYREDELİM ,
         ERBAA İLE NİKSAR"I
         İKİSİNİN ORTASINDAN GEÇİYOR,
         KELKİT IRMAĞI
         MİSAFİRLERİMİZ ,
         ANADOLU UŞAĞI
         GURURUMUZ ERBAA, NİKSAR OVALARI

         KAYABAŞINDAN İZLEDİNMİ ?
         DE-YÜZ KARAYOLUNU,
         OVALARI KÖYLERİ,
          KALEM GİBİ MİNARELERİ,

         BİZİM İÇİN ÇALIŞIYOR SİYASİLERİMİZ.
         BELEDİYE BAŞKANI, MİLLETVEKİLİ, BAKANIMIZ
         SİYASİ OLMAYAN KAYMAKAM VE VALİMİZ
          HOŞ GELDİNİZ SAYIN MİSAFİRLERİMİZ.

                                                               SALİH  KARAKAŞ
                                                                       EMEKLİ İMAM

                                                                                           ERBAA




15.04.2008 21:45:44

OLMUYOR !…


GÜNEBAKAN içimde, bir sevda benim.
Sevmesem olmuyor,sevsem olmuyor.
Ustagil sülalem,ben bu köydenim
Demesem olmuyor,desem olmuyor.

Gurbete çıkmışım küçücük yaşta,
Siyah saç kalmadı,ağardı başta.
Ayrılık bir acı yürek ataşta,
Yanmasam olmuyor,yansam olmuyor.

Niceleri geçti, devran dönüyor.
Yıllar geçtikçede hayat sönüyor.
Hatıralar bir bir rafa konuyor,
Koymasam olmuyor,koysam olmuyor.

Büyüklerim bir bir göçüp gitmişler,
Sanki bu dünyada sefa etmişler,
Baktım kabirlere, hepsi yatmışlar,
Bakmasam olmuyor,baksam olmuyor.

Benim mezarımı köyüme kazın.
Mezar taşımada bir garip yazın.
Günebakan senin,her gün bir nazın,
Çekmesem olmuyor,çeksem olmuyor.

Gurbetin suyuda bir hoş içilmez,
Doğduğum köy benim,baha biçilmez.
Yeminle söylüyom burdan geçilmez,
Geçmesem olmuyor geçsem olmuyor.

Hasret kaldım eski güzel yıllara.
Mehlep sıyırdığım yeşil dallara.
Gurbetten çıkıpta,uzun yollara,
Düşmesem olmuyor,düşsem olmuyor.
Bu hasret ne zaman bitecek derim,
Sabırla beklerim,hem ALLAH Kerim
Gözümde yaşlarım,alnımda terim,
Silmesem olmuyor,silsem olmuyor.

Yılda bir giderim,yazın sıcakta
Dere tepe gezip fer yok bacakta,
Hasreti kor etti,beni ocakta
Yanmasam olmuyor,yansam olmuyor.

USTAOĞLU derler benim adıma.
Her gün GÜNEBAKAN düşer yadıma.
Gidipte yerleşsem,hem muradıma,
Ermesem olmuyor,ersem olmuyor.

ŞEHRİ KARAKAYA (14 Nisan 2008 )
Şehri Karakaya
( kara-kaya-70hotmail.com )

HATIRAM OLSUN

Maden Tepesi’nde açan güllerin,
Güldürük pınarındaki soğuk suların,
Yaylalarındaki beyaz güllerin
Unutulacak gibi değil, GÜNEBAKAN…

Sıra dağların meşhur ormanların.
Körükderen yanıkmazan, ketenlik, yaylaların.
Eksik olmaz meralarda, koyununların, kuzuların,
Unutulacak gibi değilsin, GÜNEBAKAN…

Dönekseden bakınca görünürsün,
O güzelliğinle, mutluluğa bürürsün,
Bahar geldi mi, yeşillere bürünürsün
Baharın dillere destan, GÜNEBAKAN…

Madımak toplar, Kadın-kız tarlalarında
Yemliklerin boy gösterir,yaylalarında ,
Sevenlerin seven olur yüreklerinde
Birer hatıra saklıdır, GÜNEBAKAN…

Yemeye doyum olmaz yemeklerini,
Görülmeye değer emeklerin ,
Ormanına, suyuna, o güzel halına.
Hasret kaldım sana, GÜNEBAKAN…

Çağlayıp gürül gürül akan suların,
Seni kucaklayıp saran Kayabaşın,
Eşi benzeri olmayan şenliklerin,
Hasret kaldım sana, ey GÜNEBAKAN…

Kıvrılıp ta uzayıp giden yollarına.
Bağına bahçene, kuşuna, kurduna.
O güzel insanların ağıtlarına.
Hasret kaldım sana, ey GÜNEBAKAN…

Yagmur kokusu vardır, ormanlarında,
Güvercinler yuva yapar, hep dalında,
Yağmurlar saklıdır o meşe yaprağında,
Unutmak, aklın karı değil, GÜNEBAKAN…

Tokat Niksar;a bağlı bir beldesin
İsterim ki, seni herkes gidip-görsün,
Nüfusun az olsa da, sen çok büyüksün
Unutmak aklın karı değil, GÜNEBAKAN ….

Yaylalarında kurulmuş kara çadırların,
Meleşip duran kınalı kuzuların,
Eriyip de akan buz gibi suların.
Hasret kaldım sana, ey GÜNEBAKAN….

Bir dilim peynirli katmerin böreğin,
Gıdasını aldığım o güzel çöreğin,
Yavrum deyip de sarılan insanına.
Hasret kaldım sana, ey GÜNEBAKAN….

MEHMET; in der durmaz ağlarım,
Sen yoksun yalnız yaşarım,
Dağı taşı karış karış ararım.
Hasret kaldım sana ey GÜNEBAKAN

MEHMET CEBECİOĞULLARI  /AGRI
NEYİNİ METEDEYİM ÇUKURCA SENİN (Hakkari_1997)

Daha askere gelmeden bilirdim gözlerinin yaşını
Geldim gördüm tanıdım toprağını taşını
Bütün Türkler çekiyor vatan senin yasını
Neyini metedeyim çukurca senin

Saymakla bitmeyen tepelerin dağların
Memnun değil bak senden ölülerim sağların
Bir mırıltı taşıyor dağların kayaların
Neyini metedeyim çukurca senin

Sabır dağına baktıkça sabredesim geliyor
Keklik kaya karşında sana üstten gülüyor
Davul tepe kartepe aranızı bölüyor
Neyini metedeyim çukurca senin

Haçki tepe başından dinlemeler geliyor
Hain pkk mı bu vatanı bölüyor
Kahraman Türk askeri buna engel oluyor
Neyini metedeyim çukurca senin

Darsinki, gezgin, keklik kaya , veyapan
Kırmızı tepe, kartepe eteğindedir vatan
Eski ışıklı karakolu, karşında marik tepen
Neyini metedeyim çukurca senin

Her yanın mayınlanmış tuzaklarınla dolu
Bumu benim sevdiğim toprağım Anadolu
Belli değildir senin çileli sağın solun
Neyini metedeyim çukurca senin

Terkedilmiş dağların, viran olmuş köylerin
Issızmı kaldı artık bahçelerin bağların
Gitmek imkansız oldu mayınlanmış yolların
Neyini metedeyim çukurca senin

Memiler gökyüzünde kederle dans ederken
Şehidin gölgesinde pusularda bakarken
Pkk bu ülkeyi ermeniye satarken
Neyini metedeyim çukurca senin

 İSA ÖZYURT (Yeni askere gidecek olanlara itham olunur)

  SONSUZA YOLCULUK


Şimdi bir kitabın bilmem kaçıncı sayfasında
Geçmiştede işte öylesine bir yolculuğa çıkmıştık
Sen sonsuzluğa gitmeden önce;
ne çok sevginin tutsağı serserisiydik
Uzun ömürlü ve kedersizlikti sözde.


Hep genç kalacakmışız gibiydi dünya
Ölüm sırdı ve yoktu sanki
Öylemi söylüyordu bütün şarkılar
Kitaplar öylemi yazıyordu, bilinmezdi.

Bir çocuğun serüvenleri gibiydi doyumsuzluğuyla
Ve bazen yaralanmış yüzler aydınlık gemiler üzerinde
Mutlu tazelikler taşırdı gençliğimiz
Şimdi bütün dünyanın acılarını nereye sığdırabiliriz
Söyle, nereye kaçarız arkadaş yitirmenin karanlığını
Dünyadan yok olmanın ölümün ve toprakla kavuşmanın.

Sonra o kederli ağaçların,hüzünlü yaprak döküşlerinde yaşamıştık sitemsizce
Sen baharların tadını uzun ve şağanak yağmurlu yolculuklar görmüş,
Anlamıştık yaşamanın kırmızı güller güzelliğindeki aslını.

Hani!El değirmenleri, el çıkrıkları gibi unutulmuştu
Belkide karanlıktaki ışık bir yerlerlere gitmekti önemli olan
Bir yerlere doğru gidince güzeldi yaşam
Ve sonra şiirlerin ne dediği hiç önemli değildi
Romanların yazdıkları hüzünler, kaygılar, mutsuzluklarımız
Hiçmi hiç önemli değildi.

Eyvah!!Bir ölümle gençliğe veda edilirmi?
İşte!Elveda ey gençliğimiz , koşuşturmalarımız
Naif gülücükler, inanışlar elveda, söyle;
Dünyanın açılarını nereye sığdıracağız, Elveda sevgililer.

Çınar ağaçlarının güzelliği yine akşam olacak
Elveda cümle akşamlar, hüzünleri unuttuğumuz kahkahalar elveda
Elveda ey güzellikler bir öpüşün tadı, uykusuzluğun sarhoşluğu
Yazılacak ve yazılmayacak bütün haberler elveda

Elveda gençlik,aacılarımız , imkansız aşklarımız
Kimsesiz garip ve suskun yolculuklarımız elveda
Ve yiğit ve çılgın ve delikanlı yüreklerimiz

Anamızın kucağı bir gülle, sevgili beklediğimiz günler
Elveda yalanlarla çoğalttığımız yaşam, kahırdan gerçeklerimiz
Ve yakılmaktan son anda kurtulmuş kitaplar, hayatın gerçek tadı
Kola gibi masallar elveda

Bu büyük yalnızlığımızda, söyle : ''Barış'' adlı çocuk
Dünyanın acılarını nereye sığdıracağız
Gerçek dost Tek İlah ve tek Sevgili olan  Rahmana sığınacağız

 İSA ÖZYURT
1997 HAKKARİ ÇUKURCA
SEVDA ÇİÇEGİM

YAŞAM DENEN BATAKLIKDA                                                           
SENSİZ GEÇEN GÜNLERİN ŞAFAGINDA
ÖMRÜMÜN TEK BAHARINDA
SENİ ARIYOM SEVDA ÇİÇEGİM

BEN NEYİMKİ BOŞ BİR VİRANE
OLMUŞUM AŞKINDAN DELİ DİVANE
AŞKI SOR BİRDE SEVDA ÇEKENE
ANLATSIN SANA SEVDA ÇİÇEGİM


SENİNLE AŞKIMIZ BİR ÖRNEKTİ
SENİNLE KAVUŞMAMIZ BİR DİLEKTİ
AŞKIN KALBİMEŞİMDİ DERT EKTİ
SOLDU ÖMRÜM SEVDA ÇİÇEGİM
SANA VURGUNUM MECNUN GİBİ
14 ŞUTBATTA UNUTMA BU GARİBİ
BENİ ÖLDÜR AL CANIMI YARABBİ
YETERKİ SOLMASIN SEVDA ÇİÇEGİM

14 ŞUBATINIZ KUTLU OLSUN
MUSTAFA ÖZYURT
11 ŞUBAR 2008

BENİ TANIMADIN MI?


Gizli sevda okuyla kalbin yönüne,
Battığın kişiyim ben tanımadın mı?
Bir kuru yaprak gibi rüzgar önüne,
Attığın kişiyim ben tanımadın mı?

Sana koştum ömrümce sevgimi anla.
Feda ettim kendimi , kendimi canla.
Bazan sevgi gösterip bazan isyanla;
Çattığın kişiyim ben tanımadın mı?

Kavuşmamız kaldı bir başka bahara,
Sevdan gizli kanayan kapanmaz yara.
Savurup kollarından başka diyara;
Attığın kişiyim ben tanımadın mı?

Senin itiverdiğin aşk denizine,
Aşk ateşi saldığın bet benizine,
Saçlarını okşarken senin dizimde,
Yattığın kişiyim ben tanımadın mı ?

Demek bensiz yaşadın bahar-yazını,
Ben çekmiştim senin Bin-bir nazını…
Şiir yazarken sana gurur hazzını ,
Tattığın kişiyim ben tanımadın mı?

Seni öyle sevdim ki ben ölesiye…
Neden düştüm gözünden sevgilim niye?
‘’-Aşkıma köle olmuş ! Bir esir…’’ diye
Sattığın kişiyim ben: Tanımadın mı ?

AHMET ÖZYURT

DUYGULARIM

Nasip olur ölmessem,yazın işallah
Kayabaşı şenliğine gelmek isterim.
Bu dünyada mahrum etmesin ALLAH
Varıp Günebakanda, gezmek isterim.

Bahçeyi tarlayı, hemde dağını
Harkaltı, musalla, karşıbağını
Uzak,yakın,komşuların,hastasını sağını
Ziyaret etmeyi, görmek isterim.
Büyüktür sevinci, köyü görmenin.
Özlediğim herşeyin hasretine ermenin.

Çobangil, mıstıkgil her sülalenin
Selam verip,ellerini öpmek isterim.
Anam sağ olsada sesimi duysa
Yersin diye cebime, cevizler koysa,
Halam getirdiği mısırı soysa,
Avlukapı önünde yemek isterim

Kaynanam geldiğimi hele bir görse
Sacda pişen katmeri elime dürse,
Bölüpte yarısını kızına verse
Lokma lokma ısırıp, yutmak isterim.

Yengem, akşam olup inek sağınca
Sütü pişiripte, yoğurt çalınca
Dökme ekmeğine, biraz kalınca,
Tereyağı sürüp, doymak isterim.

Akranlarla buluşup, düğüne gitsek
O eski günlerin sözünü etsek,
Güyavü çimerken, vur mehter desek
Yahnıyı yedikçe, gülmek isterim.

Harmana denk gelse, motura binsem
Patozun tozundan, kaşınsa ensem
Yoruldum diyerek, yatıp dinlensem,
Uzanıp hayale, dalmak isterim.

Arkadaşlar gelse, obaya çıksak
Balta elimizde, bir gürgen yıksak,
Ateşte közleyip, darudan bıksak
Susayıp dereden, içmek isterim.

Hiç sevilmez mi, Günebakan böreği ?
Hele birde; fırında, cızgılı çöreği
Kınamayın beni gardaş, budur gereği
Komşuya kokar diye, vermek isterim.

Elimde tırpanla, bir sor gideyim.
Ziyanı yok bir günde, koyun güdeyim.
Yumulupta sitilden, ayran içeyim.
Oh diyerek köye, kanmak isterim.

Caminin önünün soğuktur suyu
Köyümde herkesin, güzeldir huyu.
Bulgur döğdüğümüz eski sokuyu,
Yadedip her zaman, anmak isterim.

Mehlep ağaçları açınca çiçek,
Bazen mahsül olmaz,sarıyor böcek.
Bıkmadan mehlede, hep kuytu göcek
Eşe dosta varıp, gezmek isterim.

Hiç sapmadan gitsem, sağa ve sola
Tulluğun kefte, versem bir mola
Karayollara yukarı, o tozlu yola
Varıpta bir güzel, batmak isterim.

Duzla tepesine varsam otursam
Gelip geçenlere hatırın sorsam
Gam yemem orada, birhafta kalsam
Kalıpta köyüme, bakmak isterim.

Yağsan tavasını, alsam elime
Kırsam yumurtayı, layık dilime
Çöpürden örmeyi, sarsam belime
Kalkıpta bahçaya, gitmek isterim.

Kaynatıp ayranı, tarhana bulasam
Elimde mağelle, boğelce sulasam
Tütün kangalını ben omuzlasam
Dizinlerle tavana, çıkmak isterim.

Varıp mezarlığa, şöyle bir dalsam
Anamın yanında, bir gece kalsam
Okuyup duamı, ordan ayrılsam
Mevtalara selam, vermek isterim.

Danayı doluğu bir tımar etsem
Çardağa oturup biraz yün ditsem
Eşeğe binipte oduna gitsem
Gürgen yarmaçası, kesmek isterim.

Akkunda ekerler bahçeyi bağı
Karışmış samana gostil yaprağı
Fırakludan atlayan sakız kabağı
Fasülye köteği ile, yarmak isterim.

İsbapları alıp dereye varsak
Yıkarken üstüne tokacı vursak
Görmesinler diye,kapıda dursak
Aşağı pınarda, çimmek isterim.

Günebakanlılar sizedir sözüm
Bunlarda daima kalmıştır gözüm
Dağlarda zoğalı, derede üzüm
Yeyipte köyümde, gezmek isterim.

Ustaoğlu senki ıkballı kulsun
Çekemeyen varsa, başını yolsun
Varsa benim hakkım, hep helal olsun
Köyümün hepsini, sevmek isterim.

Sormayın bunları,yazdın sen niye ?
Özleyen herkese olsun hediye
Hasretim birazcık azalsın diye
Aklımdan geçeni, yazmak isterim.

Binlerce selam, selam GÜNEBAKANA
ALLAHdiyen yurdum, hasretim sana
Akraba, komşular, baba ve ana
Elveda diyerek,dönmek isterim.

USDALİN ŞEHRİ
SEHRİ KARAKAYA



GÜNEBAKAN

Tepeler arasında köyüm güzeldir.
Benim gönlümdeki yeri özeldir.
Yaban elleri nidem, el bizim eldir.
İçimde hasretin var, sar GÜNEBAKAN.

Dereleri çağlar yeşil vadide.
Niksarın son köyü güzel nadide.
Mesteder her mevsim bütün halide.
Sensiz bana Dünya,dar GÜNEBAKAN.

İki ilkokul var,üçte camisi
Girişte mezarlık,ecdat hepisi.
Ortasından geçer köprü deresi.
Her güzellik sende,var GÜNEBAKAN.

Gölağa tepesi ovalara bakıyor.
Yaylalarımızdan soğuk sular akıyor.
Hasretin çok büyük, yüreğimi yakıyor.
Unutamam seni,zor GÜNEBAKAN.

İn kayası önünde, farksızdır surdan.
Öz vatanım benim,geçemem burdan.
Nice yiğitleri var,vatana kurban.
Özlemini birde bana, sor GÜNEBAKAN.

Bellan tarlasıda düzdür yüksekte
Fırında ekmeği, yağı külekte
Aşlığı,bulguru,unu elekte
Bereketli köysün,nar GÜNEBAKAN.

Değirmen deresi,keten deresi
Sormayın dostlarım ora neresi
Çamağılı,kızılot,küren yöresi
Yeşil ormanların,gür GÜNEBAKAN.

Maden tepeside heran köye bakıyor.
Yemyeşil yamaçlarda bülbül şakıyor
Soğuktur suları,bol bol akıyor.
Kelkit vadisine,sur GÜNEBAKAN.

Gurbete çıkmıştır birçok evladı
Hoştur köyümüzün hasreti yadı.
Allah diyendir oranın bir başka adı.
Ankara’da özleyenin, var GÜNEBAKAN.

Yaylalarda koyunları meleşir
Yiğitleri çayırlarda güreşir
Ümitliyim hizmetlerle gelişir
Sana hizmet aşkımız, var GÜNEBEKAN.

Gümüşalan, Ayva iki yanında
Pınarbeyli komşudur pek yakınında
Kardeş köy Kiracı Aktaş altında
Sensiz geçen günüm, ar GÜNEBAKAN.

Bahar gelir çiçeklerle bezenir.
Yaz gelince herkes işe özenir.
Kış olunca beyaz örtü döşenir.
İlk önce sana yağar, kar GÜNEBAKAN.

Bereketli tarlalarda patetesi hoş olur
Gece yağan çiselerle yaprakları duş olur
Seni düşündükçe, hayallerim kuş olur
Hasretin içimde, har GÜNEBAKAN.

Canik dağlarıda ne güzel dağdır.
Tepeler arası gülistan bağdır.
Ustaoğlu ölmedi dahaca sağdır.
Sensiz Dünya bana, dar GÜNEBAKAN.

İstanbul’da İzmit’te ve Ankara’da
Sakarya’da İzmir’de her mezraada
Evladın var sen rahat ol burada
Herkes sana hasretiz, der GÜNEBAKAN.

Her gün köyü özlemeden duramam
Ölsem bile gurbetelde kalamam
Sen var iken asla vatan aramam
Sensin bana bu cihanda, yar GÜNEBAKAN.

Küçükken harmanlarda çelik oynardık
Terleyince yıkanmaya derelere koşardık
Sen mutlu biz mutlu doyasıya yaşardık
Bitsin artık bu hasret, gel GÜNEBAKAN.

Belediyemiz aşkla sana hizmet ediyor
Her geçen gün dahada güzel olacak diyor
Ustaoğluna kulak ver,sana ne diyor.
Ben ölsemde sen ömür, sür GÜNEBAKAN.

Şehri KARAKAYA
Boğaziçi Merkez Camii İmam Hatibi
MAMAK/ANKARA
Not:Günebakanlıyım deyip oranın hasretini çeken,
bütün köylülerime ithaf olunur.
 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol